Cagdas sanatin mahrem alani kutsallastirmasiyla, aile yasami, arkadaslar, gundelik basit deneyimler ve sex gibi pek cok konu sanatin konusu olmustur.
1953 dogumlu Amerikali fotografci Nan Goldin, bizi kamerasi araciligiyla otekinin yasamina sokar, onunla gecirilen sureye dahil eder. Onun icin fotograf, kardesinin intahari nedeniyle gecirdigi buyuk bulanimla baslar ve sonrasinda da hep bu kaybolusa verilen savasla alakali olur. Onun fotograflari sanki toplum tarafindan bastirilmis duygulari, reddedilenleri temsil eder: Kaba bir cinsellik, pornografiye yakin bir erotizm, transseksueller, esrarkesler, marjinaller ve gay barlar. Adeta kendi yasaminin ve etrafindakilerinin yasamini kaydetme cabasindadir. Cunku yaninda olan arkadaslari 80' li yillarda hizla yayilan aids nedeniyle her an hayatindan silinme tehlikesi tasir. Kimsenin hatirasini unutmamak icin durmaksizin fotograf cekmistir. Goldin, bir anarsist gibi underground yasami gunluk hayatimiza sunmus ve bu banalligi, kliseleri sanata donusturmustur. Karsimiza cikan bu reddedilmisleri populerlestirmistir. Onlarla yuzlesmemizi hizlandirmistir. 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder