Canan Senol islerini uretirken kendi kisisel yasamindan yola ciksa da is ortaya ciktiginda tum kadinlarin hikayesi oluyor. Yapitlarinda feminist bir konum sergileyen sanatcinin en cok ilgilindegi sey ozel alanin politiklesmesi. Senol su sozleriyle acikliyor bu durumu: "Özel hayatımızda günlük temizliğimizden tut, cinsel yaşamımıza, bireysel ilişkilerimize; üremeden tut, toplumsal yaşayışımıza kadar özel yaşantımızı belirleyen belli kurallar var. Bunlar, ister devletin, ister gelenek göreneklerin koyduğu kurallar olsun, kendi içimizde oto-kontrolle uyguladığımız şeyler. Nasıl giyineceğimizden nasıl yıkanacağımıza kadar belirlenmiş."
Genellikle kendi bedenini kullanan sanatci, toplumun dayattigi belli estetik kurallarinin disina cikiyor. Bedenini teshir etmekten cok bedenini anlatmak istediklerinin bir aracisi olarak sergiliyor. 11. Istanbul Bienalinde Cesme isimli isiyle karsimiza cikan sanatci Marcel Duchamp'ın ünlü yapıtına ve Bruce Nauman'ın Çeşme Olarak Otoportre'sine gönderme yapıyor. Senol bu videoyu dogum yaptiktan hemen sonra cekmis. Siyah bir örtünün önünde sallanan bir çift şişkin kadın göğsünü yakın çekim gösteriyor. Göğüslerden ağır ağır ama sürekli olarak süt akıyor, duyduğumuz tek ses de damlayan süt sesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder