İçinde yaşadığımız görsel kültür hep güzel olanı ve gençligi kutsarken Pınar Yolaçan 'Faniler' serisi ile karşımıza yaşlı bedenlerle çıkıyor. Etten giysiler giyen bu kadınlar karşısında, hastalıgı, yaşlılıgı ve hatta ölümü tadıyormuş izlenimine kapılıyoruz. Neredeyse 'igrenç' buldugumuz vücudun iç organlarının, dışarıya yani deriye taşınması ile beraber dehşete düşüyoruz. "Sanatçı ürperti ve bulantı hallerini kullanarak hem duygusal hem de ironik bir sonuç yaratıyor." Bu portreler nasıl olur da ölüme bu kadar yakın dururlarken, bir o kadar da hiç ölmeyeceklermiş gibi güçlü ve kalıcı oldukları izlenimini verebiliyorlar? Bu da sanırım sanatçının yeteneği!
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilne eti bre bunlar? iskembe mi giyiyolar renkler falan deri gibi..
YanıtlaSilBundan 10 numara moda akimi olur dogal falan traslarindan
ayrica serbest cagrisim: Karpuz kabugundan gemiler yapmak
YanıtlaSil