27 Kasım 2009 Cuma

bedenin Icini disini sergileyen saman Herman Nitsch



Herman Nitsch'in Dirimart'taki sergisini gezdigim zaman tam da performans sanatiyla ilgili yazilar okudugum donemdi. Bu sergiyi gezip de biraz uzerinde kafa yorabilmek icin bile sanirim 60 sonrasi sanat olusumlari hakkinda bir fikir sahibi olmak gerekiyor. Sanatci kadar izleyenin de bircok gorevi var . Yani izleyici olmak kadar  iyi bir okuyucu da olunmasi gerekiyor yeterince isin icine dahil olabilmek ve cesitli okumalar yapabilmek icin. Bu anlamda Nitsch'in sergisi gercekten de izleyiciyi zor duruma sokan hatta sinirlenip ' bu sanat mi?' sorusunu sordurucak bir sergi.
Kisaca performans sanatindan bahsederek baslayalim. Performans sanati, 1950'lerden baslayarak Allan Kaprow ve Jim Dine gibi Amerikali sanatcilarin onculugunde gundeme gelen bir tur olarak dikkat cekse de gecmisi 20.yy in ilk yarisinda gelisen bazi akimlara( futuruzm, dadaizm, gercekustuculuk)kadar goturulebilir. Performans sanati ozellikle kavramsal sanata yonelen sanatcilarin kendilerini her seyden once bedenleriyle ifade edebilmelerinin en dogrudan ifadesi olmustur. Artik, iki boyutlu yuzeyler uzerinde temsil edilen beden basli  basina sergilenen bir sanatsal malzemeye donusur ve ozellikle toplumsal, sosyal problemlerin disavurumunda olusturulan bir mecra haline gelir.  Beden sanati, Happening, Aksiyon gibi isimlerle gundeme gelen performans sanati Situasyonizm, Fluxus, Feminist Sanati ve Arazi Sanati gibi farkli akimlar dahilinde kullanilmistir. 
Performans Sanatinin en uc orneklerinden birini 1960'larda bedene yonelik sadomazosistik tavirlariyla Viyana Eylemcileri grubu olusturur. Genellikle ciplak gerceklestirilen performanslar son derece mustehcen ve rahatsiz edici boyutlara ulasir. Kan ve diski gibi malzemeler kullanan bu sanatcilarin performansi genellikle polis mudahalesiyle son bulur.
Viyana Aktivistlerinden Herman Nitsch kamusal alanlarda gerceklestirdigi bu ritualistik performanslarinda , toplumsal tabularin uzerine gider ve gunluk hayatta karsilassak asla kabul edemeyecegimiz sahnelerle bizi karsi karsiya getirir, genel kabul sinirimizi asar.  Yine bu performanslarla izleyicinin bastirdigi siddet ve sehvet diygularindan arindiklarini savunur.
Dirimartta gezdigim sergi Nitsch'in bir performansinin kaydi, bedenin ici ve disindan olusan fotograflari ve birkac resiminden olusuyordu. Sergiyi gezerken sanatin icinden olan biri olarak kendimi konumlandirmaya calisip surekli nasil bir  okuma yapmaliyim diye dusundum. Bilgimi tazelemeye calistim, birkac sanatci arkadasimla konustum. Kuskusuz bu performanslarin gerceklestirildigi donem ve sartlar gunumuzden cok farkli ve ben bu performanslarin video veya fotograflarini bir galeride gordugum zaman o kadar da samanistik bir rituelin icinde oldugumu hissedemiyorum. Dolayisiyla izledigim vahset yani oldurulen hayvan bedenleri ve bunlarin ic organlarinin carmiha gerilmis insan bedenlerine yerlestirilmesi beni fazlasiyla zorluyor. Aslinda bu tam da Nictsch'in yapmak istedigi sey belki. Yine de gunlerdir etkisinden kurtulamadigim bu sergi hakkinda dusunup duruyorum. Nefretle ciktigim sergi bilgiyle biraz daha anlasilsa da sanirim kafam hala karisik...

                           
Herman Nitsch tracks arte
par TRACKS_unofficial

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder